4 Ocak 2015 Pazar

Türkiye’nin Hukuk Serüveni *

-Adalet ve hukuk kavramları insan oğlunun gündeminden düşmeyen iki önemli düşünce alanı olarak önümüzde duruyor. Söz konusu iki kavram ülkemizde ise sürekli tartışma konusu oluyor. Taha Akyol 318 sayfadan oluşan bir incelemeyi okuyucularına sunuyor. İslam bakış açısı ile hukuk ve demokrasi, Medine Vesikası, İslam Dini’nin ortaya çıkışı ve Hz.Peygamber’in uygulamaları, Peygamberin ölümünü takibeden yıllarda ortaya çıkan sorunlar, Dört Halife’den Osmanlı’ya kadar olan süreçteki hukuki yaklaşımlar ve günümüzdeki hukuk temelli sorunlar ele alınıyor.
-Gücü ele geçirinceye kadar “hukukun üstünlüğü” deyimini kullananların, gücü ellerine geçirdikten sonra bu kavramı unutmalarının ve uygulamalarında “güçlünün hukuku”nu esas almalarının öykülerine yer veriliyor.
-Siyasi güç hırsının hukuku sevmemesi anlayışının sadece bugüne ait olmadığını, tarih boyunca yaşandığına vurgu yapılıyor. Bu konudaki örneklerin kendi inanç sistemimizde de olması bizleri şaşırtmıyor. Yaratıcının koyduğu sınırlar ve insan oğlunun iradesine bırakılan alanlar için yapılan yorumlar ufkumuzu genişletiyor.
-Cemel Vakası, Sıffin Olayı, Kerbela Faciası gibi gelişmeler özetlenirken; Hz. Peygamberin en yakınındaki isimlerin bile aralarında yaşanan ihtilafları güç kullanarak çözmeleri insanı düşündürüyor.
-Peygamberimizin MS 632 yılında vefatı, Cemel savaşının 656 ve çok daha kanlı olan Sıffin savaşının 657 yılında meydana gelmesi....
-Dindar olmak siyasi ihtirasları önlemiyor.
-Siyasetin ortaya çıkardığı hırs ve rekabetin insani değerleri törpüleyebildiğini bir kez daha anlıyoruz.
-“Çözüm ne?” sorusunu soruyoruz.
-Demokrasiledeki “denetim ve denge”, “kuvvetler ayrılığı” ve “yargı bağımsızlığı” kavramlarını kitapla birlikte gözden geçiriyoruz.
-Kitabı okudukça “yargı bağımsızlığı”nın önemini bir kez daha hissediyoruz....
-Günümüzde çok konuşulan Osmanlıca deyimleri anlamaya çalışıyoruz; tevhid, bey’at (biat), emir bi’l-maruf  nehiy ani’l-münker (iyiliği tavsiye veya emretme, kötülükten sakındırma), şûra, istişare,..., Külli irade, cüz’i irade, mudaraba (emek sermaye ortaklığı), muamele-i şer’iye (faizi şer’i kurala uygun hale getirme), hile-i şer’iye, Şirket-i Hayriye, Reji Şirketi, Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye,
-İslam âlimlerinden İbn Haldun’un büyük Mukaddime’si, Orhun Kitabeleri,Hindistan’daki Babür İmparatorluğu, Selçuklu ve Osmanlılar dönemleinde yaşanan hukuk uygulamaları....
-Osmanlı’daki “şeriat ve kanun” ya da “din ü devlet” terimleri,...
-Molla Fenari, Ebussuud gibi Osmanlı hukukçularının, fıkıhta devletin yasama yetkilerini genişleten icma, istihlas ve istihsan anlayışları...
-İmam Ahmed Bin Hanbel ve İmam-ı Âzam Ebu Hanife’nin yaklaşımları...
-Tunus’ta Raşit Gannuşi gibi âlim ve bilge bir şahsın liderliğindeki İslâmcı Nahda hareketinin lâiklerle ve liberallerle uzlaşarak anayasa yapması...Mısır’da ise Müslüman Kardeşleri iktidarını uzlaşma aramadan kendi anayasasını yapması...
-İslâm hukukunun dünyadaki gelişmeler ve zamanın akıp gitmesi karşısındaki duruşu... dünya ticareti, denizicilik, Haçlı seferleri, Rönesans’ı takiben Batı’daki sermaye birikimi, Avrupa’da yaşanan sanayi toplumunun ortaya çıkardığı zihni değişikler, ticaret ve sanat hayatındaki yükseliş, eşitlikçi ve demokratik fikirlerin gelişmesi.....
-Buna bağlı olarak Osmanlı’nın toprak kayıpları, vergi toplayamaz hale gelmesi ve yaşanan sürecin (insanın içini acıtan) boyutu, iç ve dış etkenler, hukuk kavramının bu akış içindeki yeri sürükleyici bir dille anlatılıyor.
-1839 Tanzimat’ın temel kavramları “kanun” ve eşitlik”, 1856 Islahat Fermanı, 31 Ağustos 1876’da Abdülhamid’in tahta geçmesi ve 23 Aralık’ta Kanun-i Esasi (anayasa)’nin kabulü ve Birinci Meşrutiyet’in ilanı...
-Kanun-ı esasi’nin 10 ay 25 gün yürülükte kalması...
-Kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı kavramlarının kabul görmesi...
-Abdülhamid’in 19 Mart 1876’da Meclis’i kapatmasından 30 yıl sonra 24 Temmuz 1908’de İkinci Meşrutiyet’in ilanı ve Kanun-ı Esasis’nin tekrar yürülüğe girmesi...
-Osmanlı’nın son günleri ve Cumhuriyet’in ilşanı ile başlayan hukuk serüveni....
-Uzmanlık gerektirmeyen bir bilgi  birikimine sahip olmak isteyenler için okunması ve de anlaşılırlığı kolay olan sürükleyici bir dil kullanılmış...
-Sonuç; büyük bir eser ortaya çıkaran Taha Akyol’a teşekkürler...

*Türkiye’nin Hukuk Serüveni – Taha Akyol

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder